16 Ekim 2012 Salı

TAKEN 2 2012 - iSTANBUL - Film eleştrisi Kritik Liam Neeson

ilk film olan 96 saat (Taken 2009) dan sonra bu serinin ikinci filmi. elbetteki bizim için önemli bir ayrıntıyı atlamamak lazım. Film seti istanbul. 

  KONUSU: İş seyahati sebebiyle Istanbul'a gelen özel güvenlik görevlisi Bryan Mills'in düşmanları, intikam almak için onu ve ailesini bulurlar.   

Film 90 dakika sürüyor ve tamamen macera. Her şeyiyle vakit geçirmek üzere düzenlenmiş bir film; çok etkilenecek bir durum yok. Ancak Türk Milleti için maceranın önüne geçecek unsur, olayın İstanbulda geçiyor olması (ki bu durumu altta yazacağım). Duygusal bakmazsak eğer kuru bir macera filmi. İzlenebilinir. 

Neeson filmde olmamış. Nedeni ise yaşından dolayı dinamizmi zayıf. Çok dikkat edin; dövüş sahnelerini özellikle o kadar yakından çekmişler ki, geniş açı hiç yok sanıyorum. Çünkü o izlenimi verip hızlıca işi bitirelim demiş yönetmen; dövüş sahnelerinde geniş açı yok gibi. bir de genelde hızlı ve yakından çekimler yapmış; ben de önde oturdum İstanbulu izleyeceğim diye, inanın bazen midem bulandı görüntünün yakınlığından ve hızından, tavsiyem arka koltukları seçin. 

 Gördüklerimden biraz "gece yarısı ekspresi" motifleri aldım ne yalan söyleyeyim. Sanki bana onu hatırlattı. 

Güzel olan birkaç araba sahnesi var, Kapalı Çarşı damlarında kovalamaca var vs. Film tamamen İstanbulda geçiyor diyebilirim. Ancak belli bir bölgede. Bence bu konuda hata etmiş yönetmen. Doğru düzgün bir turist turu yaptır adamlara. 10 dakika fazla çekerdin. en azından geldiklerinin ilk günü bir Ayasofya'ya gitsinler, bir Köprüyü geçsinler mesela. İzleyicilerinde hoşuna gidecektir bu durum ama cumburlop hemen dalmış filme. Acelesi neyse...
Tabi şöyle bir gerçek de var; Müslümanları ve İstanbul'u negatif göstermiş. Peşindeki Arnavutlar haksız yere bundan nefret edip intikam almaya çalışan Müslümanlar (din kimlikleri üzerinde vurgu yapılmış bir kaç kez) ve İstanbul'un belli bir kesimi çekilmiş. ANCAK BU DURUMU TESPİT OLARAK YAZIYORUM, FİLMİ KÖTÜLEMEK İÇİN YAZMIYORUM ALTTA BU KONUDA FİKİRLERİM GELİYOR.. 

  TAKEN FİLMİNDE İSTANBUL HAKİKATEN KÖTÜ MÜ GÖSTERİLMİŞ? 

 Bu konu çok basit. Cevabı ise net; bunun önemi yok. Çünkü İstanbul çok değerli bir yer. Sebebi ise demokratik bir doğu ülkesi. Doğunun motiflerini dünyanın hiçbir yerinde İstanbuldaki kadar güvenlik ve özgürlük altında görüp yaşayamazsınız. Ama öte yandan bizim bir çeşit "batılılaşma kompleksimize dönen" bir durum var. Kim fes çekse, çarşaflı kadın çekse eyvah biz böyle miyiz deniyor. Mesele şu; artık insanlar burayı biliyorlar. Her kültürü kucaklamış bir yer olarak biliyorlar. Ama hayallerinde canlandırdıkları, eskiden beri bize gelen bir doğu ülkesi etiketimiz ve karakterimiz de var. İkisini harmanlayınca bu ortaya çıkıyor. Filmde bir Türkiye gümrük kapısı var, memurlar var evlere şenlik; polis arabaları Murat 131 (herhalde kırıp dökelim diye yapılmış) her taraf izbe, Amerikan Konsolosluğu zaten komedi... Yani uydurmalar var; film icabı işte! Ama inanın zaten bu film ciddiye alınacak bir film değil. Birkaç yabancı eleştirmenin yazısını okuduğumda kimse İstanbul konusuna değinmemiş bile. O yüzden önemseyecek birşey yok. Hep gelsinler filmler çeksinler; biz de onlara gidelim.. Dünya etkileşim ve alış-verişle güzel bir yer olsun..

SONUÇ: Orta sınıf bir aksiyon filmi İstanbul var diye gittim. Bir gidip görülür ama çok ciddiye alınacak bir film değil; sadece hoş bir 90 dakika geçirilir.