30 Ekim 2010 Cumartesi

yurttaş kane sinema ve ben

yurttaş kane i izledim yıllar sonra tekrar. ilk adımdan başlayayım; siyah beyaz film izleyemeyenler, bu filmi izlemeyin sıkılırsınız. öte yandan filmin tadını kaçıracak herhangi bir yorumda bulunulmayacaktır; korkmayın okumaya devam edin!
bu film bir medya patronunun hayatını konu ediyor. bu şahsın adı charles kane. ölürken ağzından çıkan "rosebud" sözcüğünün haber değeri taşıdığı düşünülüyor ve bunu ifşa etmesi için bir muhabir görevlendiriliyor. film de, kane"in çocukluğundan başlıyor ve hayatında önemli yer almış insanların tanıklıklarıyla kane i bize anlatıyor.

kane amerikanın medya tekelini tek başına elinde tutan bir şahıs. Bir gazeteden başlıyor ve tam anlamıyla bir dev oluyor. akabinde siyasete atılması, çalkantılı özel hayatı, egoist kişiliği ve yalnız ölümü derinlemesine anlatılıyor.

bugün izlendiğinde çok da aşırı bir etki bırakmasa da üzerimizde, medyanın halkın zihinlerini yönlendirmekteki ustalığı özellikle ön planda. kane"in o kadar bet ifadeleri var ki; insanın bazen tüylerini ürpertiyor. tam da bu nedenle benim izleyecek insanlara önerim şu; bu filmi illa ki izlemek istiyorsanız bir belgesel izliyormuşcasına izleyin. hatta ben bu sefer filmi 3 günde bitirdim. (bu biraz çağrı filmini her güne yayar ya tvler ramazan ayında :) 3 günde bitirirken kane"in anlatan her insanı bir bölüm sonu gibi düşünün film uzun çünkü o zaman sindirmesi de kolay oluyor. en azından filme başlarken hafıza zorlanıp dün şunlar olmuştu deniliyor ki ben ce bu iyi birşey!

açıkçası filmin sonuna doğru "rosebud" asla açıklanmaycak kaygılarınız bile oluyor. ama korkmayın öğreneceksiniz!

YURTTAŞ KANE NEDEN BU DENLİ ÖNEMLİ

çok az bir araştırma yaptım üzerine filmin gelmiş geçmiş en iyi film diyenler var. film tek oskar almış en iyi senaryo sanırım. fakat kamerayı alttan kullanma ( daha evvelden ışıklar üstteymiş kamerayı tavan göstermeyecek şekilde kullanabiliyorlarmış fakat bu filmde yandan ışıklandırma yapıp alt açıdan tavan gözükecek şekilde çekim yapılabilinmiş) ve de deep focus ilk kez yapılmış; yani bir karede bulunan tüm objelerin aynı netlikte gözükmesi. (özellikle çocuğun kar yağan evden götürülme sahnesinde çocuk bahçede oynuyor evin içinden kadraj; evin içindekiler ve pennceredki çocuk aynı netlikte karede)

benim kısa bir bakınmam sonucu bulabildiklerim bunlar dileyen arkadaşlar wiki pediadan detaylara bakabilirler.

kendinize iyi bakın!

6 Ekim 2010 Çarşamba

veronika ölmek istiyor - paulo coelho kısım 1 fikirler

veronika ölmek istiyor pazar günü başladım. çok da büyük umutlarla değil başlamam. zola nın nana"sını almaya üşendim kitapçıdan evde kız kardeşimin kitapları arasında buldum, kitabın arkasını okudum sonra bir kaç sayfa okudum ve tamam dedim güzel bir kitap!
henüz 60 sayfa okudum! veronika var hastahane var zedka var bir de.. gizemli gidiyor kitap. bu çağın anlatımını seviyorum açık net değil; esrarengiz. aynı duyguyu jose saramago okurken de hissetmiştim.ispatlaması güç bir çeşit zamansızlık ve mekansızlık duygusu veriyor insana. fakat fikirleri çok sağlam ve kurguları müthiş oluyor.
gelelim veronika"ya! veronika akıl hastahanesinde şimdi. onu oraya götüren şey ise hayatta herşeyi olmasına rağmen intihar edip bunu başaramaması. hayatta herşeyi olmasına rağmen neden insan intihara kalkışır? kısırdöngü! (milan kundera bence çok iyi anlatır çember örneğinde) hepimizin içinde bulunduğu ama hiç akıl yürütmediğimiz bir sorun ! hayatınızda eminim ilerideki 50 yılı az çok tahmin edebiliyorsunuzdur. ya da belki düşünmüyorsunuz bile. ama veronika düşünmüş; hatta bir adım öteye geçmiş. çok fazla bilgi yok elimde şu anda bakalım kitabın devamı neler yapacak!

şimdi kitabı okumaya devam ediyorum; bitsin tekrar konuşuruz!

güle güle