20 Şubat 2012 Pazartesi

HERZOG – SAUL BELLOW 1964 Kitap Eleştrisi ve Yorumlar

Herzog Saul Bellow tarafından 1964 yılında yazılmıştır. 1965 National Book Award for Fiction ve the The Prix International ödüllerine layık görülmüştür. Toplam 428 sayfa.
KONUSU: Pekçok duygusal travma yaşamış, ortayaş bunalımındaki, entelektüel göçmen Rus-Yahudisi Moses Herzog’un neredeyse tüm hayatını ve düşüşünü konu almaktadır.
Kısa kısa..
Herzog yaşayan ya da ölü pek çok ünlü kişilere mektuplar yazmaktadır. Bu mektupların bir kısmı yazılı bir kısmı ise kafasında yazacakları fakat asla yazmadığı fikirlerdir. İkisinin de ortak noktası bu mektupları asla postaya vermemesidir. Bence Herzog bu mektuplarla yarıda bıraktığı akademik hayatının, hayalinde devamını sağlamaktadır. Keza çalışmalarını tümüyle bırakmıştır; Bu vesileyle felsefi düşüncelerini bize anlatır. Bir Amerikan yazara göre eser zaten fazla felsefi.
Kitap modern hayatın da ağır bir eleştrisini yapıyor. Tamamen zevk ve vakit geçirmek üzerine yaşadığımız gerçeğini defalarca vurguluyor. 
Musevilik ve Hristiyanlık temaları üzerinden gidişlere de çok sık rastladım eserde. Kutsal kitaplardan alıntılar kerelerce yapılmış. Yahudi kimliği üzerine vurgu çokca yapılıyor. Herzog rasyonel biri ama aldığı Yahudi edebi bence karakterin düşünceleriyle zıtlık oluşturuyor. Dini metinlerden alıntı yapılmasının nedeni belki biraz da bu!
Kitap tamamen geri dönüşlerle dolu. Herzog’un ailesi, evlilikleri ve de yazdığı mektuplarla felsefi görüşleri aktarılıyor. Hep geçmiş. Sadece kitabın sonuna doğru şimdiki zamana bağlanıyorsunuz. Belki yazar bu anlamda Herzog’un artık geçmişinden kurtulduğuna ve aramıza döndüğüne işaret ediyor. Ondan evvel şu anki zamanı bir ünite anlatıyorsa arta kalan 9 ünitesi kahramanımızın geçmişi!
Herzog deli mi? Bilmiyorum. Belki kendi iç dünyasının karmaşıklığı ve karakterinin iç çatışmalarından dolayı delirmek üzere biri olabilir. Ama deli denemez. Sadece düşüncelerini kontrol edemiyor denebilir.
Kitap Amerika Birleşik Devletlerinde geçiyor; kabaca Chicago ve New York’ta!
Türk kadınlarından kitabın 104üncü sayfasında hayranlıkla bahsediyor; “ Pantolonlu erkeksi Türk kadınları sert yüzlerini örtmüşlerdi,. Onları öyle güçlü adımlarla yürürken görmeyi hiç beklemiyordum” :) belli ki bizim kadınların kudretinden pek haberi yok!
Çevirisi gayet başarılı; İletişim yayınlarından okudum!
Birkaç alıntı ile kapatalım;
“uygar insanların dinine inanıyor- – yani zevke, yaratıcı ve çok evreli zevke” Herzog; sf36
“Dahiler dünyayı rahat bırakamaz” Herzog sf;227
“Ama ölmekte olanlar kendileri açısından saatleri önemsemeyi bırakırlar” Herzog sf;297
“Kavranabilir şeyler üzerine derinlemesine düşününce sadece kavranamaz şeylerin hayata ışık tuttuğu sonucuna varırsınız” Herzog sf; 336
“Duygusallık ve barbarlık;biri olmadan diğeri olmuyor, fosil ve petrol gibi” Herzog sf;349
SONUÇ: Kitap uzun, akıcı olduğunu söylemek zor. Yoğun felsefi fikirler ve ortayaş bunalımı,başarısız girişimler ise cabası. Zaten Amerikan Edebiyatıyla pek arası olmayan bendenizin çok beğendiğini söylemek yalan olur. Ama başladığım kitabı bitirme disipliniyle büyümüş biri olarak sabırla ve yavaş yavaş okuyup bitirdim. Benim gibi sizde Saul Bellow hakkında fikir sahibi olmak istiyorsanız okuyacaksınız ama eğer bir yerlerden duyup da okuma kararı verdiyseniz ve emin değilseniz; bence kendinize başka bir kitap bulmalısınız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder